bir insanın bir insana kızamadığı noktada;
bir insanın bir insana kızamadığı noktada ; bakın bir kedi bir kemiği kaç parçaya ayırır yahut bir yalan kaç günü kurtarır geçmişten ? bir insanın bir insana kızamadığı noktada ; sağından akıp giden trübin, soldan ivmesi yüksek kayıplar veren kalp nerede o acil tıp teknisyeni ritmi bozuk işte kalbimin. bir insanın bir insana kızamadığı noktada ; diyorum ki toprağın kaldırma kuvveti yok ölüler de meraklı değil yatmaya. bir insanın bir insana kızamadığı noktada ; ah nerede o eskiler o kokuşmuş ve ıslak mecaz tarihi eser. bak dedim avlu, ellerim ıslak ve hala fedakar aklım. bir kütük kaç eşit parçaya bölünürse o kadarım. bir insanın bir insana kızamadığı noktada ; operatör çekmiyor, nasıl ulaşılmazım bazı anlar içimde kalıyor. bir insanın bir insana kızamadığı noktada ; bak bir harf nelere kâdir, bir nokta neler götürüyor bir soluk neler neler, bir dakika o kadar kısa bazen. bir insanın bir insana kızamadığı noktada eksilir ve çarpımı sıfı