sen sağ sen sol sen önüm arkam
-sonra bir vakit bıçakcı dükkanında aldık soluğu
en çok acı veren
en çok nefesi çekiyor içine.
biz birbirimizin keskin neşteri
biz birbirimizin derin kesiği
biz birbirimizin kan akıttığı yerden sevdalı.
her yara genişliğinde biraz daha büyümek
ömrü kısaltsada kutlanır doğum günleri.
her yılın ölüsünü aydınlatmak için yanar bazı mumlar
kimi ölüler karanlıktan korkar diye söner
ve kimi yaşayanlar zevkle keser pastayı
çünkü her suç aleti tatlı gelir katil eline.
her suç aleti zevk alır kanına girdiği tenin.
insan kendisinin katilidir bazen
bazen kendi uçurumu
bazen adı intihardır insanın.
seninle benim
birbirimize yakıştırdığımız bir ölümdü kurduğumuz
hayaller.
ben seni ne kadar seversem
sen de ne kadar sahteysen bana
o kadar güzeldi biçtiğimiz idâm-ı nefs.
karşılıklı susmalarda içimizde titrettiğimiz ses
koparken telleri boynumuzda
benim dudaklarım düştü önce
senin biraz bükülen boynun
endişelenme
çok doğrulur yine kimbilir kimlere.
benim ellerim düştü sonra
senin kırılan bir kaç saç ucun
dedim kim bilir kimlere toplanır daha...
dedim,
sen sağ
sen sol
sen önüm arkam
yahu seni bir bende göremedim.
seni bir bende bulamadım,
seni böyle kaybetmek isterken
senin öyle karanlık
senin öyle kör bir aydınlık gözlerinin
gözünde takılıp kalan insan kalabağında
göz gözü görmezken
ben hiç tereddüt etmeden
vazgeçtim senden.
bu acıyı bir sonra ki bahara büyütüyorum
şimdi üstünden bir kar, belki öldürür mikrobu.
-rızaçelik
en çok acı veren
en çok nefesi çekiyor içine.
biz birbirimizin keskin neşteri
biz birbirimizin derin kesiği
biz birbirimizin kan akıttığı yerden sevdalı.
her yara genişliğinde biraz daha büyümek
ömrü kısaltsada kutlanır doğum günleri.
her yılın ölüsünü aydınlatmak için yanar bazı mumlar
kimi ölüler karanlıktan korkar diye söner
ve kimi yaşayanlar zevkle keser pastayı
çünkü her suç aleti tatlı gelir katil eline.
her suç aleti zevk alır kanına girdiği tenin.
insan kendisinin katilidir bazen
bazen kendi uçurumu
bazen adı intihardır insanın.
seninle benim
birbirimize yakıştırdığımız bir ölümdü kurduğumuz
hayaller.
ben seni ne kadar seversem
sen de ne kadar sahteysen bana
o kadar güzeldi biçtiğimiz idâm-ı nefs.
karşılıklı susmalarda içimizde titrettiğimiz ses
koparken telleri boynumuzda
benim dudaklarım düştü önce
senin biraz bükülen boynun
endişelenme
çok doğrulur yine kimbilir kimlere.
benim ellerim düştü sonra
senin kırılan bir kaç saç ucun
dedim kim bilir kimlere toplanır daha...
dedim,
sen sağ
sen sol
sen önüm arkam
yahu seni bir bende göremedim.
seni bir bende bulamadım,
seni böyle kaybetmek isterken
senin öyle karanlık
senin öyle kör bir aydınlık gözlerinin
gözünde takılıp kalan insan kalabağında
göz gözü görmezken
ben hiç tereddüt etmeden
vazgeçtim senden.
bu acıyı bir sonra ki bahara büyütüyorum
şimdi üstünden bir kar, belki öldürür mikrobu.
-rızaçelik
Yorumlar
Yorum Gönder