düş denemeler'i hayal sinemaları'nda vizyonda 3
- hayır hayır, doğru değil
yüzünde öyle konu olacak kafa tutan bir güneş
saçlarından düşen güvercin
yalan !
türettiğim şarkılar hep yarım
ki benim yerinde bulunamayan aklım
beni kendinle bir saymaya yakın
çocukluğumun özenilesi komşu çocuğu gibi beslemiş kin
farkın yok geçmişimden
ki henüz bir geçmişi yaratmadık birbirimize
işte karşımdasın
adının bir zamanlar geçtiği cümleleri okurken
herşeyin yine seninle bitmesi de hazin...
yaklaş!ma
arkamda firari müteahhitlerin uzun beyaz koridor genişliği
bir kolona dayadım sırtımı
dudaklarım boşlukta
dur
çünkü
kültür bakanlığında yasaklanan kitaplarda ağzım
ne desem
uykularının nadasında masallarda
ne sussam
kulağına küpe olmayacak kadar unutkanlığın
ne dilesem
kanlı'ğında kalan olay yerinde sarhoşun şarap sanılgısı.
buraya tarih bilimcileri gelsin,
benim yaralarımdan ölüler akıyor !
ölü şehirler,
ölü sokak lambaları,
ölü kahveler,
ölü neşteri tende yarım kalan yaralılar akıyor !
evet
üstünde annesini kıskandıran toprak
sen
beni kesmeye başla nefesimden.
aslında
ayaklarının annesine koşan bebek kıvamındaki heyecanlarının
ben senin ayaklarının kimlere koştuğunu hiç bilmedim.
kollarının kollarıma cennet dokuşunda uyanan içimdeki cehennem
ağladım
ağladım çünkü ;
yine diye dillendi ağrım.
yine diye aklımdaki perilerden kurgular yarattım
senin opak gülüşünün mayasında büyüttüğüm devler
ben kahramanı olamadım bu köyün
lanet bir adamım.
ön yargılar büyüttüm kendimce,
yargılarımı şüphesiz belledim
değişemedim
ama bakma öyle gözlerinden birbirine çarpan yıldırım
sende çok yaralar açar
sende
bir ize sahiplik edersin bende.
yüzünde öyle konu olacak kafa tutan bir güneş
saçlarından düşen güvercin
yalan !
türettiğim şarkılar hep yarım
ki benim yerinde bulunamayan aklım
beni kendinle bir saymaya yakın
çocukluğumun özenilesi komşu çocuğu gibi beslemiş kin
farkın yok geçmişimden
ki henüz bir geçmişi yaratmadık birbirimize
işte karşımdasın
adının bir zamanlar geçtiği cümleleri okurken
herşeyin yine seninle bitmesi de hazin...
yaklaş!ma
arkamda firari müteahhitlerin uzun beyaz koridor genişliği
bir kolona dayadım sırtımı
dudaklarım boşlukta
dur
çünkü
kültür bakanlığında yasaklanan kitaplarda ağzım
ne desem
uykularının nadasında masallarda
ne sussam
kulağına küpe olmayacak kadar unutkanlığın
ne dilesem
kanlı'ğında kalan olay yerinde sarhoşun şarap sanılgısı.
buraya tarih bilimcileri gelsin,
benim yaralarımdan ölüler akıyor !
ölü şehirler,
ölü sokak lambaları,
ölü kahveler,
ölü neşteri tende yarım kalan yaralılar akıyor !
evet
üstünde annesini kıskandıran toprak
sen
beni kesmeye başla nefesimden.
aslında
ayaklarının annesine koşan bebek kıvamındaki heyecanlarının
ben senin ayaklarının kimlere koştuğunu hiç bilmedim.
kollarının kollarıma cennet dokuşunda uyanan içimdeki cehennem
ağladım
ağladım çünkü ;
yine diye dillendi ağrım.
yine diye aklımdaki perilerden kurgular yarattım
senin opak gülüşünün mayasında büyüttüğüm devler
ben kahramanı olamadım bu köyün
lanet bir adamım.
ön yargılar büyüttüm kendimce,
yargılarımı şüphesiz belledim
değişemedim
ama bakma öyle gözlerinden birbirine çarpan yıldırım
sende çok yaralar açar
sende
bir ize sahiplik edersin bende.
-rızaçelik
Yorumlar
Yorum Gönder