biraz dağınık bir beden
günler geçtikçe akli dengemi yitirmeme sebep yaşanılan hatları kayıp sefer sırası hayatım.
bu belirli belirsizlikteki vardığım her durakta, unutulmazları yaşamak ve her yolcuyu nedensiz bindirmek içime... içimden bir sesin çıkamaması, herkesi varacağı yere götürme hevesi ve bir başkasının mutlu olabilmesi denemelerindeki kendimi kaybedişlerim.
sözde kahranım ya ben !
o çok güzel bir kadın. saçlarındaki baharın gelişine kendini atmış bir intihar girişimi asılmış yaprakların. koyu kestane rengi arkasına sığınmış bir güzelliğin etkileyici yanından bakıyorum. büyük tehlike !
o da çok güzel bir kadın olmasa da alnının genişliğinde yetişen yağmur damlaları var. saçlarında ki karanlığın neminden öpmüştüm, semt otogar. güzel sevişmiştik ya da seviştiğimiz için güzeldi her şey.
bak o çok güzel bir kadın. içimi kolay biralar kadar güzel, sek şarapların ciğerlere işleyen kokusu kadar güzel bir kadın. gülmek için dudaklarına ihtiyacı olmayan, burnunun inceliğindeki tebessüm tüm ömrüne yetebilecek kadar güzel bir kadın.
aslında o da çok güzel bir kadın. pek çekiciliği yok, ama kendine özgün olan yaşam biçimi beni kendi şeklinin içine yöneltiyor. etkileyici. fakat şehirler arası istasyonlarda sürünen bir kol saatimin olması, zamanın hangi zaman kiplerine yönelik bir saldırıda öleceğini bilememenin verdiği bir korkuyla yaklaşıyorum.
bak o'na gelirsek, çok farklı. onun bambaşka bir görseli var tuvalimde. yoğun çürük bir vişnenin dudaklarında doğduğu ama benim işçi elimin tenine yaklaşırken varlığımın varlığında feshini verebilecek ince bir çizginin yitikliği var aramızda. boşver.
tanrım, ellerimde bugüne işlenmiş bir çok cinayet ve tüm duygulara yardım yataklığını yapan bir bedenim var.
ya sen benim son kazamı bekliyorsun, ya bu itina ile izleniyor.
edebiyatın bu kesici tehlikesi yanından, bu ölüm oyunlarında benim yerim yok.
bu oyun bana göre değil, hayatta öyle.
bazı ölümler de güzel olmalı düşünüyorum, güzel bir yer beğenerek başlayacağım.
hoşça
kal
.
Rıza Çelik
bu belirli belirsizlikteki vardığım her durakta, unutulmazları yaşamak ve her yolcuyu nedensiz bindirmek içime... içimden bir sesin çıkamaması, herkesi varacağı yere götürme hevesi ve bir başkasının mutlu olabilmesi denemelerindeki kendimi kaybedişlerim.
sözde kahranım ya ben !
o çok güzel bir kadın. saçlarındaki baharın gelişine kendini atmış bir intihar girişimi asılmış yaprakların. koyu kestane rengi arkasına sığınmış bir güzelliğin etkileyici yanından bakıyorum. büyük tehlike !
o da çok güzel bir kadın olmasa da alnının genişliğinde yetişen yağmur damlaları var. saçlarında ki karanlığın neminden öpmüştüm, semt otogar. güzel sevişmiştik ya da seviştiğimiz için güzeldi her şey.
bak o çok güzel bir kadın. içimi kolay biralar kadar güzel, sek şarapların ciğerlere işleyen kokusu kadar güzel bir kadın. gülmek için dudaklarına ihtiyacı olmayan, burnunun inceliğindeki tebessüm tüm ömrüne yetebilecek kadar güzel bir kadın.
aslında o da çok güzel bir kadın. pek çekiciliği yok, ama kendine özgün olan yaşam biçimi beni kendi şeklinin içine yöneltiyor. etkileyici. fakat şehirler arası istasyonlarda sürünen bir kol saatimin olması, zamanın hangi zaman kiplerine yönelik bir saldırıda öleceğini bilememenin verdiği bir korkuyla yaklaşıyorum.
bak o'na gelirsek, çok farklı. onun bambaşka bir görseli var tuvalimde. yoğun çürük bir vişnenin dudaklarında doğduğu ama benim işçi elimin tenine yaklaşırken varlığımın varlığında feshini verebilecek ince bir çizginin yitikliği var aramızda. boşver.
tanrım, ellerimde bugüne işlenmiş bir çok cinayet ve tüm duygulara yardım yataklığını yapan bir bedenim var.
ya sen benim son kazamı bekliyorsun, ya bu itina ile izleniyor.
edebiyatın bu kesici tehlikesi yanından, bu ölüm oyunlarında benim yerim yok.
bu oyun bana göre değil, hayatta öyle.
bazı ölümler de güzel olmalı düşünüyorum, güzel bir yer beğenerek başlayacağım.
hoşça
kal
.
Rıza Çelik
Yorumlar
Yorum Gönder